Yetişkin erkeklerde ve henüz ergenliğinin tamamlamış genç erkeklerdeki meme dokularının aşırı gelişmesi problemine jinekomasti denilmektedir. Jinekomasti bir veya iki memede birden görülebilir. Memelerdeki dokularda farklı büyüme oranlarına neden olarak memelerin simetrisini olumsuz yönde etkileyebilir.
Yeni doğan erkek bebekler anne vücudundaki östrojen seviyesinin etkisiyle nispeten daha büyük memeler ile doğabilirler. Bu büyük meme dokusu iki ile üç hafta arasında kendiliğinden kaybolur. Daha sonra 50 ile 60 yaş arasındaki her dört erkekten birinde tekrar kendini göstermeye başlar. Jinekomasti genellikle zararsızdır ancak bazı durumlarda göğüs dokusunda veya meme uçlarında ağrıya hatta meme başında akıntıyla birlikte şişmeye neden olabilir. Bu tarz bir durum ile karşılaşıldığında hastanın en kısa sürede bir doktor tarafından muayene edilmesi gerekmektedir.
Jinekomasti hastalığının hasta üzerinde yol açabileceği en ciddi risk, kişinin ruh sağlığı ve özgüveni üzerinde oluşabilecek olumsuz etkilerdir. Jinekomasti, erkek çocukları ve yetişkin erkeklerde denize girerken veya spor yaparken sorun haline gelerek sosyal hayatı ciddi şekilde olumsuz yönde etkileyebileceği gibi kendine güvensizlik, içe kapanıklık ve duruş bozukluklarına dahi yol açabilir. Jinekomasti rahatsızlığının en büyük tetikleyicisi ise vücuttaki östrojen hormonu seviyesinin yükselmesidir. Normal şartlarda erkek vücudunda testosteron hormonunun yanında az miktarda östrojen üretimi de gerçekleşmektedir. Ancak jinekomasti rahatsızlığı ergenlik dönemindeki erkeklerin vücudundaki hormonal dengesizlik nedeniyle de kendini gösterebilir.
Ayrıca kullanılan ilaçlar veya bağımlılık yapan çeşitli maddeler de erkeklerin vücudundaki östrojen hormonunun seviyesinde artışa neden olabilir. Aslına baktığımızda jinekomasti hastalığının en büyük nedeni aşırı kilo veya obezitedir. Çünkü vücuttaki fazla kilo, östrojen hormonu seviyesini ve yağ oranını artırarak meme dokularında büyümenin meydana gelmesine neden olur. Jinekomasti bazı hormonal tedaviler ve özel egzersiz programlarıyla tedavi edilebilmektedir ancak çoğu zaman tedavilere karşılık vermeyen bir rahatsızlıktır. Bu tip bir durumda jinekomasti ameliyatı kesin çözümdür.
İnsan memesi sıkı ve yoğun yapıdaki glandüler doku ile memeye yumuşaklığını veren yağ dokusundan oluşur. Bu dokuların oranı kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Bir jinekomasti hastasının memesinde her iki doku türünde de büyüme görülebilir. Liposuction, memede bulunan fazla yağ dokusunu almak için yararlı bir seçimdir. Liposuction ile yapılan jinekomasti operasyonunda memeye 3 ila 4 milimetrelik bir kesiden küçük bir tüp sokulur ve fazla yağ vücuttan vakumlanarak çekilir. Eğer liposuction yeterli değilse eksizyon yöntemi de tercih edilebilir. Eksizyon, neşter yardımıyla memedeki fazla glandüler dokunun alınması anlamına gelmektedir. Bazı durumlarda başarılı bir sonuç alınması adına hem eksizyon hem de liposuction gerekebilir.
Jinekomasti ameliyatından sonra operasyonun gerçekleştirildiği meme ve çevresinde çeşitli çürükler ve şişlikler görülebilir. Bu şişliklerin azaltılmasına yardımcı olması için hastanın 2 hafta boyunca elastik basınçlı bir giysi giymesi beklenebilir.
Hastanın normal hayat rutinine dönmesi normal şartlarda yaklaşık 6 hafta sürer. Ancak nadir de olsa ameliyattan sonra bazı komplikasyonlar görülebilir ve bunlar iyileşme sürecinin uzamasına neden olabilir. Ameliyat sonrasında görülen komplikasyonlar genellikle meme dokusunun yetersiz çıkarılmasından kaynaklanmaktadır. Başarısız bir jinekomasti ameliyatından sonra meme düzgün bir kontüre sahip olamayabilir veya meme uçlarında his kaybı görülebilir. Operasyon sonrası çok ufak bir iz oluşması normaldir. Fakat bu iz zamanla kendiliğinden yok olacaktır. Bu nedenle hastanın endişelenmesine veya herhangi bir destekleyici ürün kullanmasına gerek yoktur. Jinekomasti operasyonu kalıcı sonuçları olan bir operasyondur. Hasta çok fazla kilo almadığı sürece bölgede ve memede yeniden yağlanma gerçekleşmez.
Saç Ekimi Sonrası Süreç İçinde Dikkat Edilmesi Gerekenler sayesinde...
Pek çok güzellik standardının Avrupalı kadınlara hitap ettiğine inanılmaktadır. Estetik cerrahisinde...
